NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
وَمُسَدَّدٌ
قَالَا حَدَّثَنَا
بِشْرٌ
يَعْنِيَانِ
ابْنَ الْمُفَضَّلِ
عَنْ ابْنِ
عَجْلَانَ
عَنْ الْمَقْبُرِيِّ
قَالَ
مُسَدَّدٌ
سَعِيدُ بْنُ أَبِي
سَعِيدٍ
الْمَقْبُرِيُّ
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا انْتَهَى
أَحَدُكُمْ
إِلَى
الْمَجْلِسِ
فَلْيُسَلِّمْ
فَإِذَا
أَرَادَ أَنْ
يَقُومَ
فَلْيُسَلِّمْ
فَلَيْسَتْ
الْأُولَى
بِأَحَقَّ
مِنْ الْآخِرَةِ
Hz. Ebu Hureyre'den (rivayet
edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Biriniz, bir
meclise vardığı zaman selâm versin (meclisten) ayrılırken de selâm versin.
Birinci (selâm) sonuncudan daha önemli değildir."
İzah:
Tirmizî, isiizan 15;
Ahmcd b. Hanbel, II, 230, 287, 439.
Bir meclise varıldığı
zaman selâm vermek sünnet olduğu gibi, o
meclisten ayrılırken de selam vermek sünnettir. Alınması ise farzdır.
Nitekim metinde geçen;
"Birinci selâm sonucundan daha önemli değildir" cümlesi de hüküm
bakımından bu iki selâm arasında hiçbir fark olmadığını ifâde etmektedir.
Binaenaleyh, karşılaşma
halinde selâm vermek nasıl sünnetse, ayrılma halinde selâm vermek de sünnettir
ve alınması da farzdır. Meclisten kalkarken verilen selâm, geri dönme ihtimalini
kaldırır. Geride kalanlara da güven verir ve onlar için bir rahmet dileği olur.
Tirmizî bu hadisin hasen olduğunu söylemiştir.